Günümüzde sosyal medya, hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Instagram, Facebook, X (eski adı Twitter) gibi platformlar, cep telefonlarımızda ve her an bizimle…
P
Kimi pilotlar, son dönemde sosyal medya hesaplarından paylaştıkları, iniş-kalkış görüntülerinden tutun da gökkuşağına, manzara görüntülerinden kuzey ışıklarına kadar kokpit içinden çektikleri fotoğraflarla adeta birbirleriyle yarış ediyorlar.
Hemen her an elimizin altında bulunan bu uygulamalar, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken, diğer yandan çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Ancak bu riskler, bazen hayatımızı tehlikeye atacak boyutlara ulaşabiliyor. Özellikle uçuş güvenliği söz konusu olduğunda, dijital dünyanın getirdiği tehlikeleri göz ardı etmek mümkün değil.
PİLOTLARIN SOSYAL MEDYA KULLANIMI
Bilindiği gibi bir uçuşun güvenliği, yalnızca uçağın mekanik işleyişiyle değil, aynı zamanda pilotun dikkatinin tamamen uçuşa odaklanmış olmasıyla sağlanır. Ancak, dijital çağda yaşadığımız bir diğer tehlike de “dikkat dağınıklığıdır”. Uçuş sırasında sosyal medya kullanımı, telefonla konuşma veya mesajlaşma gibi eylemler, ciddi riskler oluşturabilir. Diyelim ki, bir pilot uçuş öncesi sosyal medyadan bir fotoğraf paylaşıyor. Ardından, uçuş sırasında, gelen bildirimleri kontrol etmek amacıyla telefonunu açıyor. “Kim beğendi?”, “Kimler yorum yaptı?”, “Kimler fotoğrafımı gördü?” gibi sorular, bir anda pilotun dikkatini uçuştan uzaklaştırabilir. Oysa ki pilotların birincil görevi, uçuşu emniyetle gerçekleştirmektir.
Yüzlerce yolcunun hayatının sorumluluğunu taşıyan bir pilot, sosyal medyadaki bir güncelleme için dikkatini uçuşa veremediğinde, bu durum oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Pilotların, uçuş sırasında sadece uçuşla ilgili önemli bilgileri takip etmesi gerekirken, dijital dünyanın bu dikkat dağıtıcı unsurları, uçuş güvenliği için ciddi bir tehdit oluşturur.
Dünya genelindeki havacılık otoriteleri, uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemeler getirmeye çalışmıştır. Bu düzenlemeler, pilotların uçuş sırasında sosyal medya kullanmasını engellemeye yönelik doğrudan bir yasaklamayı içermese de, bu tür dikkat dağınıklığının önüne geçmek için birçok önlem alınabilir. Bu önlemler alınmadığı takdirde şu zafiyetler oluşabilir:
-Pilotların uçuş sırasında sosyal medya paylaşımlarına olan ilgisi veya bir paylaşımı kimin beğendiğini kontrol etme isteği, konsantrasyonlarını dağıtabilir.
-Sosyal medya için çekilen fotoğraflar, pilotların dikkatini uçuş sürecinden uzaklaştırabilir. Bu da navigasyon hatalarına ve iletişim problemlerine yol açabilir.
-Pilotların uçuş sırasında mesajlaşma veya telefon görüşmeleri yapması, hızlı karar verilmesi gereken durumlarda önemli reaksiyon kaybına neden olabilir.
Öncelikle, pilotlar ve diğer uçuş ekibi üyeleri için daha kapsamlı eğitim programları düzenlenmeli. Eğitimde, dijital dünyanın güvenlik üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekilmeli ve uçuş sırasında sosyal medya kullanımının tehlikeleri net bir şekilde anlatılmalıdır. Ayrıca, uçuş öncesi ve uçuş sırasında, dijital cihaz kullanımına ilişkin kurallar daha sert bir şekilde uygulanabilir.
ICAO ÖNLEM ALMALI
Dünya Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) gibi uluslararası havacılık otoritelerinin de bu konuda harekete geçmesi ve sektör genelinde standartlaştırılmış bir politika oluşturması, her ülke sivil havacılık otoriteleri de kendi önlemlerini alıp denetlemelerini sıklaştırmaları gerekir. Ülkemizde ise bu görev Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü‘ne (SHGM) düşmektedir.
Sosyal medyanın ve dijital cihazların uçuş güvenliğini tehdit etmesinin önlenmesi adına, uçuş ekibinin uçuş sırasında dijital cihazlarını kullanmasının yasaklanması, tüm havayolu şirketlerinde bir zorunluluk haline getirilebilir. Bunun yanı sıra, uçuş sırasında kullanılan dijital cihazların parazit yaratmaması için teknolojik çözümler geliştirilebilir.
PİLOTLAR UÇUŞ BOYUNCA DİJİTAL CİHAZLARDAN UZAK DURMALI
Uçuş güvenliği, yalnızca teknik önlemlerle sağlanmaz; bir uçuşun güvenliği, pilotların ve uçuş ekibinin dikkatine bağlıdır. Bu nedenle, sosyal medyanın ve dijital cihazların uçuş sırasında dikkat dağınıklığı yaratması engellenmelidir. Uçuş ekiplerinin dijital dünyadan uzak durması gerektiği bir gerçeklik, havacılık sektöründeki tüm paydaşlar tarafından kabul edilmelidir.
-Pilotların uçuş sırasında sosyal medya kullanmasını yasaklayan veya sınırlandıran kurallar getirilmelidir.
-Pilotlar ve uçuş ekipleri, bu tür risklerin farkına varacakları eğitimlerden geçmelidir.
-Uçuş sırasında kokpit bölümünde cep telefonu sinyalini engelleyen sistemler kullanılabilir.
-Havayolu şirketleri, çalışanlarının bu tür kurallara uyup uymadığını düzenli olarak denetlemelidir.
Kısacası; kokpitte cep telefonlarının kontrolsüz ve gelişi güzel kullanımıyla ilgili ortaya çıkabilecek sorunlar, çözüm aşamasında ve henüz vakit varken “acilen önlem” alınması kaçınılmaz gibi görünmektedir.