Türk Hava Yolları’nın alt markası olarak faaliyet gösteren Ajet Havayolları, 31 Mart’ta uçuşlara başladı. Ancak, sektöre iddialı bir şekilde dahil olan Low Cost (Düşük maliyetli) bu havayolu şirketi, son dönemde bazı sorunlarla karşı karşıya kalmış gibi görünüyor.
Geniş bir medya grubunun desteğini arkasına alıp, bu yetmezmiş gibi ve ‘belli amaçlarla’ kurulan kimi internet haber siteleri yaşanan sıkıntıları göz ardı edip, görmezden gelerek, Ajet’e örtülü destek verse de çoğu zaman mızrak çuvala sığmıyor.
Neden mi?
Daha 2-3 ay öncesine kadar Anadolujet ile yaptığı seyahatlerde su ve sandviç ikramı alabilen bir yolcu, yeni marka Ajet’te ilacını içmek için kabin memurundan su istediğinde içeceği bir yudum suyun 45 lira olduğunu öğrendiğinde hastalık zincirine birden tansiyon da ekleniyor.
Kuşatılmış medya ile birlikte objektif olması gereken birçok internet siteleri de bu gibi sosyal medya tepkilerine gözlerini kapatınca sorunlar adeta halı altına süpürülüyor. Tabii ki, böyle olunca kuruluş ve açılış aşamasında Ajet’in geleceği hakkında iddialı sözler sarf eden Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat yaşanan sorunlardan ve ortaya çıkan olumsuzluklardan haberi olmama ihtimali kuvvetleniyor.
Yeni kurulmuş bir şirketin çalışmalarını kontuarlarda, apronda veya Erzurum, Kars veya Malatya’ya gerçekleştirilen bir iç hat uçuşunda, uçak içinde tıpkı bir yolcu gibi denetlemesi gereken Ajet’in Genel Müdürü Kerem Sarp yalnızca açılış ve kokteyllerde ya da eli cebinde gerçekleştirdiği şirket içi personel denetim ve ziyaretlerinde çekilmiş fotoğraflarda görebiliyoruz.
Oysa, mazisi çok geçmiş yıllara bile uzanmış olsa bir havayolu şirketi sürekli dinamik olması gerekir. Bir havayolu şirketinde sorunların ve zorlukların başında altyapı gelir. Yaşanan aksaklıkları gördüğümüzde Ajet’in altyapı oluşumu da sanki biraz aceleye getirilmiş gibi bir izlenimi veriyor. Bu aceleci yaklaşım ilk olarak rötarlar şeklinde karşımıza çıkıyor. Böyle olunca da ister istemez yolculara sunulan hizmet kalitesini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, online bilet satış sistemlerinin verimli çalışmaması, yolcuların rezervasyon aşamasında yaşadığı sıkıntıları ortaya çıkarıyor.
ÜCRETLİ İKRAM YOLCUDA ŞOK YARATTI
Müşteri (Yolcu) memnuniyeti çok önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkar genellikle. Örnek vermek gerekirse, Anadolujet döneminde su, sandviç gibi ikramlar yolcuya ücretsiz sunuluyordu. Sadece şirketin adının değişeceğini sanan yolcu içeceği bir bardak suyun paralı hale dönüştüğünü gördüğünde adeta şok oldu. Bu durum düşük bütçeli yolcular arasında hoşnutsuzluk yarattı. Sırf bu nedenle uçak içinde yolcularla kabin görevlileri arasında sık sık tartışmalar yaşandı. ‘Su kavgaları‘ sosyal medya hesaplarından paylaşıldı. Olumsuzluklar yolculuk deneyimini etkiledi, memnuniyetini aşağı çekildi.
Rötarlar konusu bambaşka önemli bir konu. Ajet’te yaşanan rötarlar, yolcuları bezdirmiş vaziyette. Zamanında kalkış ortalaması hakkında verilen mesajlar ne kadar iddialıysa da terminal ve uçak içindeki yolcu tepkileri bu oranları doğrulamıyor.
AJET NE Mİ YAPMALI?
Bu konuda fazla ahkam kesmek doğru olmaz. Çünkü, ‘bu işleri iyi bilen‘ maaşları bir asgari ücretin 40-50 katına denk gelen üst düzey yöneticiler, şirketin geleceği hakkında herhalde bir çaba sarf ediyorlardır. Ancak, su yüzüne vuran sıkıntıları aktarmakta fayda olur diye sıralayacak olursak şu ana başlıklar öne çıkıyor.
-Altyapı sorunları çözülmeli ve yolcuların hizmet kalitesi artırılmalıdır.
-İmaj yönetimini gözden geçirmeli.
-Yöneticiler, müşterisini (Yolcusunu) dinlemeli, sorunlarına kulak vermeli.
-Rötarlar minimize edilmeli ve zamanında uçuşlar gerçekleştirilmeli.
-İkram uygulaması yeniden başlamalı. (Hiç olmaz ise 1 bardak su)
Özetleyecek olursak, 40 günün karnesi pek de iç açıcı değil!
Sayın Ajet yöneticileri, siz durumu nasıl görüyorsunuz?